The Pianist (Film)

-spoiler içermez-
Bu filmin yıllardır giflerini, resimlerini ve repliklerini görürdüm ama üzülmekten korktuğum için bir türlü izleyemezdim. Geçen akşam nereden aklıma geldiyse filmi aratıp alt yazılı bir şekilde izlemeye karar verdim. Başta Hint filmi arıyordum ama sonuç olarak bu filmi açmış bulundum. Film boyunca çoğu kez izleyip izlememek arasında kaldım. O kadar acı ve çaresizlik söz konusuydu ki benim yüreğim kaldırmıyordu. Bu işlenilen konunun gerçekten olduğunu düşündükçe her sahnesinde buz kestim. İnsanların sırf inançları yüzünden hiç kırpmadan öldürülmesi kadar dehşet verici bir durum yoktur herhalde. Film dahi olsa her sahnesinde bilgisayarın içine girip o insanları kurtarmak istedim. O kadar etkiledi ki yastığa başımı koyduğum andan itibaren sürekli kafamda film işledi. İzlediğim gece uyudum mu yoksa kurdum mu anlamadım. Sabah uyandığımda beynim o kadar yorgundu ki baş ağrısı yüzünden ağrı kesici almak zorunda kaldım. Yani bir nevi enerjim düşük uyandım. Filmden bahsetmek gerekirse beni en çok etkileyen sahnesi insanların bir trene balık istifi bindirilip bir bilinmeze doğru götürülmeleriydi. Düşünsenize gözlerinizin önünde sevdikleriniz, tüm aileniz sonunu bildiğiniz bir yere doğru götürülüyor ve sizin elinizden hiç bir şey gelmiyor. Hitler döneminin bu kadar korkunç olduğunu biliyordum ama izlemek daha başka bir şeydi. Duygularımı kelimelere dökemiyorum şunu yazabilirim ki, filmden sonra ayrı bir tiksindim o adamdan. Gerçi günümüzde de Hitler modeli bir çok insan var, bir çok ülkede aynı acımasızlıkla masum insanların kanı akıyor. Buna rağmen geçmişi kınayıp bu güne bakmadan Dünya'nın bu konuda bir şey yapamaması çok acı. Film günümüzde izlenirse geçmiş ve bu günü yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Bana göre film ders çıkarılma niteliğinde yapılmış bir filmdi. Yani, bir dönemi değil tüm dönemlere ışık tutacak nitelikteydi. 2002 yapım olmasına rağmen sanki bu yıl yapılmış kadar güzeldi. Gerek efektler, gerek çekim açıları, gerek kullanılan renkler, gerek kıyafetler on numara beş yıldızdı. Filmde büyük bir emek olduğu belli oluyordu bu da onu yıllar geçse de eskimeyecek filmler kategorisine sokuyordu. Oyuncuların her biri çok iyi oynamışlardı, inandırıcılık yönünden çok iyilerdi ama iki oyuncu vardı ki benim gözümde parıl parıl parladılar. Biri tabii ki de Adrien Brody diğeri ise Frank Finlay. İkisi de oyunculukları ile gözlerimi şenlendirdiler. Rollerini o kadar iyi oynadılar ki sanki gerçekten karakterler onlarmış gibi hissettim. Gerçekten rolleri ile çok bütünleşmişlerdi. Birbiri ile kimyaları da çok uymuştu. Filmde tek üzüldüğüm Nazi Almanyası'nın askeri Wilm Hosenfeld oldu. Filmde karakteri Thomas Kretschmann canlandırıyordu ve karakterin, rolün hakkını da iyi vermişti. Yani içim cız etmedi desem yalan olur. Onun harici çok güzel bir oh çekmedim desem de yalan olur. Film bütünüyle mükemmeldi. Benim gibi hala erteleyen varsa çok şey kaçırmış demektir. Şiddetle bu filmi tavsiye ederim. Eminim siz de benim gibi unutulmaz filmler listenize ekleyeceksinizdir.
The Pianist (Piyanist)

Tür: Biyografi, Dram, Savaş,
Senaryo: Ronald Harwood
Yönetmen: Roma Polanski
Yapımcı: Roman Polański, Robert Benmussa, Alain Sarde
Kurgu: Hervé de Luze
Müzik: Wojciech Kilar
Yapım yılı: 2002
Yapımcı Ülkeler: Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, Polonya
Süre: 150 dakika
Dil: İngilizce, Almanca, Rusça, Türkçe, Fransızca, Lehçe
Yayın Tarihi: 24 Mayıs 2002 ( Cannes ), 6 Eylül 2002 (Polonya), 6 Mart 2003 (İngiltere)
Bütçe: 35 milyon $ (öngörülen)
Hasılat: 120.072.577 $
Ödüller:
2002 - En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü
2002 - En İyi Yönetmen Akademi Ödülü
2002 - En İyi Uyarlama Senaryo Akademi Ödülü
2002 - Cannes Film Festivali Büyük Ödülü
2002 - BAFTA En İyi Film Ödülü
2002 - BAFTA En İyi Yönetmen Ödülü

Konu:
Wladyslaw Szpilman, Polonyalı başarılı bir piyanisttir. II. Dünya Savaşı'nda Almanların Polonya'yı işgal etmesiyle hayatı kâbusa döner. Yahudi olduğu halde şans eseri toplama kamplarına gitmekten kurtulur ve Varşova'nın varoşlarında yaşamaya başlar. Daha sonra Wilm Hosenfeld isimli bir Alman subayının yardımıyla hayatta kalmayı başarır.
Oyuncular:
Adrien Brody 
Thomas Kretschmann 
Frank Finlay 
Maureen Lipman 
Emilia Fox 
Ed Stoppard 
Julia Rayner 
Jessica Kate Meyer 
Michał Żebrowski 
Richard Riding 

Yorum Gönder

14 Yorumlar

  1. Hatırladığım kadarıyla bir su içme sahnesi vardı insanı bitiren. Herkesin izlemesi gereken filmlerden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sahnesi vardı iki kişinin konserve ile kavgası var mesela açlığın ne olduğunu anlatan sonra ailenin karamel paylaşımı var ya da Alman askerine piyano çalmadan önce ki konserve açma sahnesi var yani o kadar ok sahne var ki çok değişik ve ben hala etkisindeyim filmin. :)

      Sil
  2. Benim de temkinle yaklaştığım bir film.Beni asıl endişelendiren herkesin çıtayı bu denli yükseltmesinden sonra filmden umduğumu bulamamam :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende senin gibiydim başlamadan önce, sonrasında facebook'a dayanamayacağım galiba yüreğim kaldırmıyor izlemeyi bırakayım mı diye bile sordum takipçilerim ısrarla devam etmem gerektiğini söylediler. Çıtayı yükseltmekten çok gerçek bir yaşamın ve gerçek olan bir olayın acı tarafını izlemek etkiliyor insanı. Eminim sende bir şeyler bulacaksındır. Fakat tabi ki izlemeden bunu bilemezsin. :)

      Sil
  3. Gerçekten insanı çok etkileyen filmlerden biri. Mutlaka izlenmeli (her ne kadar Adrian Brody'den hiç hoşlanmasam da :P)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka. :) Neden hoşlanmıyorsun? :D

      Sil
    2. İtici geliyor galiba bana.
      Yakın zamanda böyle bir yazı hazırlayacağım sevmediğim oyuncular vs. diye

      Sil
    3. Hazırla hazırla bende bir kaç kez yeltendim hayranları filan basar blogumu diye elleşmedim. :)

      Sil
  4. Piyanistti yıllar önce izlemiştim ve beni çok etkilemişti. Son iki senedir filmin konu olduğu Polonya'nın Krakow şehrinde yaşıyorum. O nedenle bu filmin bende artık ayrı bir yeri var.

    YanıtlaSil
  5. Ahh! Ne filmdi ama uzun yıllar önce izledim ve hala hatirlarim bana yaşattı gi duyguları, agladigimi gormesinler diye bayağı uğraşmıştım o zamanlar. Çaresizliği iliklerime kadar hissetmistim ve sarsılmıştım ya bizim ülkemizde olsaydi diye düşünüp, o dönemde yaşamamış olsamda elimden birşey gelmediği için kendimi çok kötü hissetmistim. Yine ayni dönemi anlatan cok güzel bir film tavsiye edebilirim: "Schindler's List (1993)"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öneri için teşekkür ederim bir ara izleyeyim bu filmi. :)

      Sil

✿Lütfen hiç bir sitenin linkini ve blogunuzun linkini paylaşmayınız.

DİKKAT !!! (BLOG LİNKİNİ PAYLAŞANLARIN YORUMLARINI YAYINLAMIYORUM)

TARTIŞMA YARATACAK CÜMLELERDEN KAÇININIZ, saygı ve sevgi çerçevesinde yorum yapmaya özen gösterelim.

LİNK, SİYASİ, SPOİLER, ÖTEKİLEŞTİRME ve TARTIŞMA yaratacak cümleleri yayınlamıyorum. :]

Yorum sahibinin yaptığı yorumun blog ve blog yöneticisi ile ilgisi yoktur. Sorumluluk yorum yapan kişiye aittir.
zhl:)