Yaz Sezonu İzlediğim Türk Dizileri (2023)

Aşırı sıkıcı bir yaz sezonu geçirdik. Pandemi döneminde bile bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum. Bence senaryo açısından zor bir yazdı. Dizileri düzenli olarak hiç izlemedim. Hatta çoğu zaman televizyon bile açmadım. İnternetten dizi izledim. Bence daha iyi oldu böyle. Çünkü yaz günü misafir çok fazla gelebiliyor ve bölümleri kaçırıyordum. Bu şekilde kafam daha rahat oldu. Zaten bu yazıyı yazarken dahi tüm yıl hastalıkla geçtiği için birde dizim kaçtı diye düşünmedim. Ne diyelim lafın kısası inşallah yeni sezon verimli olur. Bu yaz neler izlemişim gelin birlikte bakalım.

 -reklam değildir.-

Bu yazı renklitirtil bloguna aittir ve kullanılması kesinlikle yasaktır.

Yaz Sezonu İzlediğim Türk Dizileri

Hayatımın Neşesi

Televizyonda düzenli izlediğim tek dizi Hayatımın Neşesi oldu. Dizi bir kadının ne olursa olsun hayatına geç kalmamış olduğu ve ayaklarının üzerinde durması gerektiğini anlatıyor. Sosyal mesaj vermesi aşırı hoşuma gidiyor. Ayrıca aileyi anlatması ve bunun içine tatlı bir komedi eklemelerini çok sevdim. Ben izlerken çok gülüyorum ve eski sitcom dizilerine benzetiyorum. Mesela Benim Annem Bir Melek, Çocuklar Duymasın, Tatlı Hayat, En Son Babalar Duyar, Papatyam gibi daha aklıma gelmeyen tam bir durum komedisi olan dizileri andırıyor. Ben bu tarzı özlediğimi fark ettim bu diziyle. Bu yüzden de severek ve gülerek izliyorum.

Devamı için tıklayınız

Yeşil Deniz Milenyum

Yeşil Deniz dizisi televizyonda yayınlanırken kaçırmadan izlerdim. 75. bölümde final yapmasına rağmen zamansız bittiğini düşünmüştüm. Benim gibi dizinin hayranları da bundan şikayetçiydi. TRT bu durumu görmezlikten gelmedi. Yeniden çekim olacağı duyurulunca çok sevinmiştim. Beklemek zordu ama bir hamlede ilk sezonu bitirdim. Şimdi onlar bölümlük iki sezon daha olacak yani toplam 30 bölümlük bir internet dizisi olacak. Bu durumdan çok memnun kaldım. Toplamda 105 bölüm bana ideal geldi. Diziyi televizyonda hiç izlememiş biri olan biri de internetten diziyi izleyebilir. Sadece yapması gereken 75. bölüm yani televizyon final bölümünü izlemek. İzlemeseniz de olur ama bu sefer internet bölümlerinden plot bölümü anlaması zor olur. tabii sitesinde yayında ücretsiz izleyebilirsiniz.

Devamı için tıklayınız

Mevlana

Mevlana dizisini geçen yıl çekimleri başladığında ilk fotoğraflar geldiğinde görmüştüm. Bülent İnal'ın oyunculuğuna bayılıyorum. Özellikle maneviyatın hakim olduğu sahnelerde hissi gerçekçi bir şekilde izleyiciye geçiriyor bu da bende oyuncunun oyununu özel hale getiriyor. Payitaht Abdülhamid dizisinde de beni benden alıyordu. O beden dili o sahne hakimiyeti bambaşka bir hava yaratıyordu. Bence bu karakterde de Bülent bey çok iyiydi. Mevlana ile bütünleşmiş ve çok iyi taşımıştı. Her sahnesi çok güzel çekilmişti. Etkileyici bir çekim kalitesi ve stili vardı. tabii sitesinde yayında ücretsiz izleyebilirsiniz.

Devamı için tıklayınız

Koyu Beyaz

Bu diziyi tamamen sosyal medyada gündem olması ve üzerine haber yazılması ile izlemeye başladım. Bir gaza geldim size anlatamam, hatta burada yazı yazacağım için kırmadan dökmeden nasıl yazı oluştururum onu bile tasarlamıştım. Fakat izleyince olayın tamamen manipüle edilmek amaçlı gündem olduğunu fark ettim. Bir güzelleme hafiften bir mesaj bekliyordum ama yoktu. Çünkü dizide tek bir ülke değil farklı ülkelerden bir çok öğrencinin olduğunu fark ettim. Güzelleme asla yok başrol karakterin bir tanesi evet farklı ülkeden ama okunan bölüm için oluşturulan sınıfın hepsi farklı ülkelerden. Ayrıca hiç bir kültürden ve ya ülkesinden bahsedilmiyor. Tamamen Türk olan karakterin farklı bir ülkede okumaya hak kazanması ve yaşadığı zorluklar anlatılıyor. Diziyi bir oturuşta bitirdim gibi bir şey oldu. Bir tam gün birde yarım günde bitirdim. Beni tek rahatsız eden işleyişin fazla gerçekçi olmasıydı. Yani yabancıların Türkiye hakkında düşünceleri ve kibar kibar ırkçılık yapmalarıydı. Sonuçta dizide olsa bir Türk ırkçılık görüyor ve bu hiç hoşuma gitmedi. Kesin izleyin tam bir gençlik dizisi. tabii sitesinde yayında ücretsiz izleyebilirsiniz.

Modern Doğu Masalları

Diziyi annemle birlikte iki gecede izledik. Hikaye bir babanın ölümü ve sonrasında bir vasiyet üzerine iki evladının yaşadıkları anlatılıyordu. Her bölüm bu iki evlat ölen babanın geçtiği memleketlerden geçerek bir olay yaşıyorlardı. İşleyiş boyunca anlatılmak istenen çok net bir şekilde verildiği için dizi beni aşırı sardı. Hatta keşke bu hikayenin belki bir anne versiyonu ve farklı oyuncularla ikinci sezonu olsa diye düşündüm. Sonu kapalı bir şekilde bitse de sonuçta senaristin hayal gücüne kalmış bir şey yani ikinci sezonu olma olasılığı her zaman var. Dizinin seyir zevki çok güzeldi. Zaten dizinin ekibi Gönül Dağı ekibiydi bu yüzden olmamış bir iş beklemiyordum ama bu kadar da iyi olmasını tahmin etmiyordum. Herkesin izlemesi gerektiğini düşündüğüm bir iş olmuştu. tabii sitesinde yayında ücretsiz izleyebilirsiniz.

Son Gün

Herhalde bu yaz izlediğim en enteresan işlerden biri Son Gün oldu. İlk bölümden itibaren anlayana kadar ne oluyoruz kafasını hep yaşadım. Her bölüm farklı bir karakterin son yirmi dört saati olduğunu düşünüp ona göre yaşamasını izledik. Ve ben her bölüm son yirmi dört saatim olduğunu bilsem ne yapardım diye düşündüm. İnsanların hayatlarında neyi kaçırdıklarını fark etmeleri ya da bastırdıkları duyguları açığa çıkartmaları etkileyiciydi. Ben diziye başlamadan önce tüm dizide yirmi dört saatin anlatılacağını düşünmüştüm. Yani kafamdaki hikayeye göre Erkan Petekkaya'nın finale kadar yirmi dört saatinin anlatılacağını düşünmüştüm. Her bölüm farklı karakterin farklı hikayesi çıkınca şaşırdım. Bu şekilde bence daha iyi olmuş. Diğer benim düşündüğüm şekilde olsaydı kesinlikle sıkıcı olurdu. Beğendiğim dizilerden biri oldu. tabii sitesinde yayında ücretsiz izleyebilirsiniz.

Hay Sultan

Bu yaz izlediğim ikinci tasavvuf türünde diziydi. TRT her türde iyi dizi yapıyor. Yani dizi konu seçimi nokta atışı oluyor bu da her yayınladığı dizinin akılda kalmasına sebep oluyor. Geçmiş dizileri de öyle şimdiki zaman dizileri de öyle. Dizi yayınlamaya başladığı günden itibaren hiç çizgisini bozmayan tek kanal. Bu durumu dijitalde de devam ettirmesi hoşuma gitti. Bu türde de TRT'nin üzerine hiç bir kanal tanımıyorum. Dizi hem tarihi, hem o dönem yaşananları, hem de manevi açıdan yaşanılanları doğal bir şekilde abartısız anlatmış. Bu durumda bana göre çekici halde olmasına sebep olmuş. Ben dizinin hikayesi ve işleyişinin haricinde çekim olarak da çok iyi olduğunu düşünüyorum. Görüntü yönetmeni başta olmak üzere tüm ekibin ellerine sağlık. O açılar, o ses, o ışık, o kıyafetler öyle bir bütün oluşturmuştu ki seyir zevkini bambaşka bir yere taşımıştı. Bu türü seviyorsanız kaçırmayın derim. tabii sitesinde yayında ücretsiz izleyebilirsiniz.

Yaprak Dökümü 1987

Bu diziyi sırf meraktan izledim. Çünkü ben Yaprak Dökümü teve2 ve kanal D'de ne zaman yayınlanırsa kaçırmadan izlerim. Artık tamamen her sahnesini repliğini ezberlediğim için bir değişiklik yapayım dedim. Bu seferde ilk versiyonuna şans verdim. 1987'de kullanılan ev yine aynı evdi. Evin eski halini görmek güzeldi. Ev hiç değişmemiş ve ikinci versiyonuna göre ilk versiyonu daha yüzeysel işlenmişti. Tabii kurgu filan işin içine girince birde dizi uzaması için karakter eklemeleri olunca ana konu aynı olsa da işleyişleri çok farklıydı. İki versiyon arasında seçim yapmam gerekirse elbette yeni versiyonunu seçerim. Dizide tek bozmadıkları karakterler vardı elbet bunlardan biri de Ali Rıza karakteriydi. Burnu büyük, gurur abidesi, kendini kraliyet mensubu sanan mikrobumsu kişiliği ilk versiyonunda da aynıydı. Her zaman derim koca aileye en büyük kötülüğü yapan Ali Rıza'dır diye. İkinci olarak da Fikret... Çekim yılını düşününce işleyiş ve çekim yerindeydi. İzlenebilir mi, benim kadar kitabın ve ikinci versiyonun hayranıysanız izlenebilir bir dizi. Eserin 1957 ve 1967’de sinema filmini bulabilirsem onları da izlemek istiyorum. Diziyi tabii sitesinde yayında ücretsiz izleyebilirsiniz.