Bazı diziler ilk bölümde çok hızlı başlıyor ana konuya geçmek için oradan oraya atlıyor bu da izleyici de büyük kafa karışıklığı sağlıyor. Bazı diziler de kaplumbağa hızında başlıyor ve aşırı sıkıyor ilk bölümden izleyici uzaklaşıyor. Bu dizi de ise bunun tam ortası olmuş. İşte aradığımız anlatım şekli, işleniş şekli bu dediğimiz bir başlangıç... Melodram tarz için bu ikisinin ortasını bulmak çokta zor değil.
Ve bence ikinci bölümden itibaren dizi bambaşka bir hal alacak. Giriş kısmının konuya ve hikayeye uygun olduğunu düşündüm. Direk pat diye konuya girilseydi işleyiş açısından karışık ve oradan oraya atlanmış gibi olurdu, geçişlerin yavaş olmasını sevdim. Tadında, sıkmadan bir başlangıç yapıldığı için ilk bölümden memnun kaldım.
Erdem Kaynarca'yı dijitaller dahil tüm bulunduğu projelerde izledim. Çok yetenekli bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Keşke bir önceki televizyon projesi bitmeseydi. Orada dram yeteneğini televizyon izleyicisine gösterme fırsatı çoktu ama olmadı. Şimdi bu dizide yine dram oyunculuğunu tekrar gösterme fırsatı bulmuş. İnşallah uzun soluklu bir iş olur da bol bol izleme şansımız olur. Ben ilk bölümde performansını beğendim ama durgun bir karakter gibi geldi. Bu tür konulu dizilerde genelde erkek karakter sert mizaçlı olur. Toprak karakteri nahif bir karakter gibi geldi. Belki entrikalar çoğaldıkça sert bir karaktere dönüşür.
Gülper Özdemir neden böyle oynuyor... Fazla ağzının içinde konuşuyor, fazla yavaş oynuyor. Oyunculuğu gerçekten yoruyor. Tüm oynadığı projeleri izlediğim için çok iyi biliyorum yani karakterden kaynaklı bir durum değil bu. Biraz enerjik olsa, biraz daha replikleri duygularına göre okusa karşısında ki oyuncunun da oyununun enerjisini düşürmese ne güzel olurdu. Yanlış anlamayın yeteneksiz değil, gerçekten duyguyu iyi veriyor, ortalama bir oyuncu, yapay değil, zaten bu yüzden başrol olmayı da hak ediyor ama enerjisi çok düşük. Hani böyle koşuya gidersiniz bir saat düşük tempoda koşarsınız ve eve gelip kanepeye kendinizi atıp orada bir süre kalırsınız ya, kolunuzu bile oynatmak zor gelir... İşte Gülper'in oyunu da öyle, sanki kayıt başlamadan önce bir süre koşmuşta yorulmuş gibi. Bu durumda izlerken beni yoruyor. Kendimi koşudan gelmiş gibi hissediyorum.
Zehra Yılmaz'ın başrol olması gerekirken yardımcı ya da ikinci başrol olarak oynaması garip geliyor. Bir kaç projedir bu benim gözüme batıyor. Ve bu duruma bir türlü anlam veremiyorum. Düşününce oyunculuk desen var, güzellik desen var, enerji desen var ışıl ışıl parlıyor daha ne olsun bilemedim. Bir başrolde daha doğrusu esas kızda olması gerek bütün özellikler var. Bu sektörün sistemi nasıl bilemiyorum ama kesinlikle hak ettiği yerde değil. Esas kız olması için bir şans verilemez mi ya da verilmesi için ne olması gerekiyor... Açıkçası izlerken şaşırıyorum ve sorguluyorum. İlk bölümden yola çıkarak, hislerime göre, emin olmamakla birlikte başrolün önüne geçecek gibi duruyor. İnşallah çok parladığı için izleyici tarafından nefret edilsin karakteri diye kötü yazılmaz.
Sarp Can Köroğlu şu saç stilinden tahminen ne zaman kurtulur acaba... Gerçekten yüzüne hiç gitmiyor ve saçı aşırı sıkıcı duruyor. Bir ara toplanılacak hale gelmişti saçı ya o uzunlukta ya da bu saç şeklinden daha kısa şekilde kullanabilir. Bölüm boyunca sadece saçına odaklandım yazsam yalan olmaz. Saçı haricinde ilk bölümde gayet iyi oynadı, zaten doğal bir oyunu olduğu için severek izledim.
Ayşenil Şamlıoğlu diziye renk katmış ve iyi ki karakter için Ayşenil hanıma teklif gitmiş. Gerek usta oyunculuğu ile, gerek sahne hakimiyeti ile beni benden aldı. Hele o yöre ağzı yapması karakterini tatlandırmış da tatlandırmış. Kesinlikle izlemelere doyamadım. İnşallah çok fazla sahne yazılır ve bol bol izleriz.
Diğer tüm oyuncular gayet güzel oynamışlar hepsinin eline sağlık güzel bir akşam yaşattılar. Teknik olarak Dizi de çekim harikaydı görüntü yönetmeni Isparta'dan enfes görüntüler yakalamış dış çekimde sahnelerin arka planına aşık oldum. Lavanta tarlası, Eğirdir Gölü, gül tarlaları, seçilen mekanlar yani doğasıyla iç ve dış çekimiyle izleyici olarak benden tam not aldı.
Fakat en sevdiğim sahne Gonca'nın bayıldığı sahne oldu tabii çekimin yanı sıra Gülper'de çok güzel oynamış. Bu arada yukarı da yazmadım ama Erdem ve Gülper'in kimyalarına bayıldım bence çok yakışmışlar. İşin tuhaf tarafı Erdem, Zehra ile de çok yakışmış ikinci kadın sendromu yaşayacak gibiyim.
Müziklerini çok sevdim ama biraz daha Isparta'dan müzikler bekliyorum. Mesela hayalimde ilerleyen bölümlerde Gonca tarlada gül hasadı yaparken, hatta çalışan Ispartalı kadınlar olsa o sahnede alt kısımda şöyle güzel Isparta türküleri çalsa ne güzel olur. Ya da hüzünlü bir sahne de yine Akdeniz'e ait türküler dinlesek hoş olur gibi geldi. Ben diziyi Anadolu dizisi olarak algıladım, sanırım bu yüzden de kulaklarım biraz Isparta'ya ait türküler duymak istedi. Elbet dizi için müzikler yapılmıştır ama bu müziklerin yanı sıra yöreden, yöreyi tanıtacak fazla fazla türküler de olsa güzel olur. Bu arada yanlış anlaşılmasın dizi de tema olarak türkü kullanıldı. Ben daha çok olması gerektiğini yazmak istiyorum. (Umarım yazmak istediğim anlaşılır.)
Yazıyı toparlamam gerekirse ilk bölümde sadece Gülper'in yorgun oynaması izleme modumu düşürdü. Bunun haricinde olumsuz eleştirecek bir kısmı olmadı daha doğrusu gözüme batan bir kısmı olmadı. Hikaye ve işleyiş güzelde ama repliklerde tam dozundaydı. Hikayeler ve anlamlı cümlelerin olması hoşuma gitti. Fatma Ana karakterinden her bölüm öğüt odaklı ders veren hikayeler dinlesek ne güzel olur diye düşündüm. Kısacası bu dizi olmuş ve bence kaçırmayın bir şans verin.
Ve bence ikinci bölümden itibaren dizi bambaşka bir hal alacak. Giriş kısmının konuya ve hikayeye uygun olduğunu düşündüm. Direk pat diye konuya girilseydi işleyiş açısından karışık ve oradan oraya atlanmış gibi olurdu, geçişlerin yavaş olmasını sevdim. Tadında, sıkmadan bir başlangıç yapıldığı için ilk bölümden memnun kaldım.
Erdem Kaynarca'yı dijitaller dahil tüm bulunduğu projelerde izledim. Çok yetenekli bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Keşke bir önceki televizyon projesi bitmeseydi. Orada dram yeteneğini televizyon izleyicisine gösterme fırsatı çoktu ama olmadı. Şimdi bu dizide yine dram oyunculuğunu tekrar gösterme fırsatı bulmuş. İnşallah uzun soluklu bir iş olur da bol bol izleme şansımız olur. Ben ilk bölümde performansını beğendim ama durgun bir karakter gibi geldi. Bu tür konulu dizilerde genelde erkek karakter sert mizaçlı olur. Toprak karakteri nahif bir karakter gibi geldi. Belki entrikalar çoğaldıkça sert bir karaktere dönüşür.
Gülper Özdemir neden böyle oynuyor... Fazla ağzının içinde konuşuyor, fazla yavaş oynuyor. Oyunculuğu gerçekten yoruyor. Tüm oynadığı projeleri izlediğim için çok iyi biliyorum yani karakterden kaynaklı bir durum değil bu. Biraz enerjik olsa, biraz daha replikleri duygularına göre okusa karşısında ki oyuncunun da oyununun enerjisini düşürmese ne güzel olurdu. Yanlış anlamayın yeteneksiz değil, gerçekten duyguyu iyi veriyor, ortalama bir oyuncu, yapay değil, zaten bu yüzden başrol olmayı da hak ediyor ama enerjisi çok düşük. Hani böyle koşuya gidersiniz bir saat düşük tempoda koşarsınız ve eve gelip kanepeye kendinizi atıp orada bir süre kalırsınız ya, kolunuzu bile oynatmak zor gelir... İşte Gülper'in oyunu da öyle, sanki kayıt başlamadan önce bir süre koşmuşta yorulmuş gibi. Bu durumda izlerken beni yoruyor. Kendimi koşudan gelmiş gibi hissediyorum.
Zehra Yılmaz'ın başrol olması gerekirken yardımcı ya da ikinci başrol olarak oynaması garip geliyor. Bir kaç projedir bu benim gözüme batıyor. Ve bu duruma bir türlü anlam veremiyorum. Düşününce oyunculuk desen var, güzellik desen var, enerji desen var ışıl ışıl parlıyor daha ne olsun bilemedim. Bir başrolde daha doğrusu esas kızda olması gerek bütün özellikler var. Bu sektörün sistemi nasıl bilemiyorum ama kesinlikle hak ettiği yerde değil. Esas kız olması için bir şans verilemez mi ya da verilmesi için ne olması gerekiyor... Açıkçası izlerken şaşırıyorum ve sorguluyorum. İlk bölümden yola çıkarak, hislerime göre, emin olmamakla birlikte başrolün önüne geçecek gibi duruyor. İnşallah çok parladığı için izleyici tarafından nefret edilsin karakteri diye kötü yazılmaz.
Sarp Can Köroğlu şu saç stilinden tahminen ne zaman kurtulur acaba... Gerçekten yüzüne hiç gitmiyor ve saçı aşırı sıkıcı duruyor. Bir ara toplanılacak hale gelmişti saçı ya o uzunlukta ya da bu saç şeklinden daha kısa şekilde kullanabilir. Bölüm boyunca sadece saçına odaklandım yazsam yalan olmaz. Saçı haricinde ilk bölümde gayet iyi oynadı, zaten doğal bir oyunu olduğu için severek izledim.
Ayşenil Şamlıoğlu diziye renk katmış ve iyi ki karakter için Ayşenil hanıma teklif gitmiş. Gerek usta oyunculuğu ile, gerek sahne hakimiyeti ile beni benden aldı. Hele o yöre ağzı yapması karakterini tatlandırmış da tatlandırmış. Kesinlikle izlemelere doyamadım. İnşallah çok fazla sahne yazılır ve bol bol izleriz.
Diğer tüm oyuncular gayet güzel oynamışlar hepsinin eline sağlık güzel bir akşam yaşattılar. Teknik olarak Dizi de çekim harikaydı görüntü yönetmeni Isparta'dan enfes görüntüler yakalamış dış çekimde sahnelerin arka planına aşık oldum. Lavanta tarlası, Eğirdir Gölü, gül tarlaları, seçilen mekanlar yani doğasıyla iç ve dış çekimiyle izleyici olarak benden tam not aldı.
Fakat en sevdiğim sahne Gonca'nın bayıldığı sahne oldu tabii çekimin yanı sıra Gülper'de çok güzel oynamış. Bu arada yukarı da yazmadım ama Erdem ve Gülper'in kimyalarına bayıldım bence çok yakışmışlar. İşin tuhaf tarafı Erdem, Zehra ile de çok yakışmış ikinci kadın sendromu yaşayacak gibiyim.
Müziklerini çok sevdim ama biraz daha Isparta'dan müzikler bekliyorum. Mesela hayalimde ilerleyen bölümlerde Gonca tarlada gül hasadı yaparken, hatta çalışan Ispartalı kadınlar olsa o sahnede alt kısımda şöyle güzel Isparta türküleri çalsa ne güzel olur. Ya da hüzünlü bir sahne de yine Akdeniz'e ait türküler dinlesek hoş olur gibi geldi. Ben diziyi Anadolu dizisi olarak algıladım, sanırım bu yüzden de kulaklarım biraz Isparta'ya ait türküler duymak istedi. Elbet dizi için müzikler yapılmıştır ama bu müziklerin yanı sıra yöreden, yöreyi tanıtacak fazla fazla türküler de olsa güzel olur. Bu arada yanlış anlaşılmasın dizi de tema olarak türkü kullanıldı. Ben daha çok olması gerektiğini yazmak istiyorum. (Umarım yazmak istediğim anlaşılır.)
Yazıyı toparlamam gerekirse ilk bölümde sadece Gülper'in yorgun oynaması izleme modumu düşürdü. Bunun haricinde olumsuz eleştirecek bir kısmı olmadı daha doğrusu gözüme batan bir kısmı olmadı. Hikaye ve işleyiş güzelde ama repliklerde tam dozundaydı. Hikayeler ve anlamlı cümlelerin olması hoşuma gitti. Fatma Ana karakterinden her bölüm öğüt odaklı ders veren hikayeler dinlesek ne güzel olur diye düşündüm. Kısacası bu dizi olmuş ve bence kaçırmayın bir şans verin.
-reklam değildir.-
Yönetmen: Sadullah Şentürk
Senaryo: Aybars Bora Kahyaoğlu
Yapım: Pastel Film
Yapımcı: Yașar İrvül, Efe İrvül
Yapım Yılı: 2022
Yayın Günü: Pazar
Yayın Kanalı: ATV
Başlangıç Tarihi: 19 Haziran 2022
Konu:
Bu yazı renklitirtil bloguna aittir ve kullanılması kesinlikle yasaktır.
GÜL MASALI
Tür: Romantik, Dram, AileYönetmen: Sadullah Şentürk
Senaryo: Aybars Bora Kahyaoğlu
Yapım: Pastel Film
Yapımcı: Yașar İrvül, Efe İrvül
Yapım Yılı: 2022
Yayın Günü: Pazar
Yayın Kanalı: ATV
Başlangıç Tarihi: 19 Haziran 2022
Konu:
Gül Masalı, annesinin ölümüyle kendisine kalan miras sayesinde geçmişin gizemli sırlarıyla karşılaşan Gonca'nın ve Isparta'nın önde gelen ailelerinden Atabey ailesinin oğlu Toprak'ın hikayesini konu alıyor.
Oyuncular:
Erdem Kaynarca
Gülper Özdemir
Sarp Can Köroğlu
Zehra Yılmaz
Gülçin Hatıhan
Arif Pişkin
Ayşenil Şamlıoğlu
Fatma Tuğba Tutuğ
Suat Sungur
Sait Genay
Yağmur Başkurt
Serdem Paçal
Mehmet Şeker
Bülent Düzgünoğlu
Murat Ercanlı
Turan Selçuk Yerlikaya
Hazal Pekgöz
Kaan Berk Gültekin
8 Yorumlar
Dün tesadüfen denk gelip baktım. Isparta'da okumuştum ben, özlemişim o yüzden. Hatta yüksek puan alıp oraya atansam ne güzel olur diye geçirdim içimden. :)
YanıtlaSilIsparta için izleyeceğim. Gülper hakkında haklısın. Ben onu Fahriye Evcen'e benzetiyorum ama oyunculuk anlamında onun gölgesinde kalır. Sarp'ın o saçlarını görünce hıh kötü adam da bu galiba dedim. Çok göze sokmasalar böyle klişe modelleri.
İleride sever miyim bilmem ama Anadolu dizisi olursa ve çizgisini bozmazsa ilgi çekici olur. Manzaralara bayıldım ben de.
Hiç görmedim ama gitmeyi isterdim. :) Fahriye'de donuk evet ama Fahriye'nin oyunculuğu çok güzel. İnşallah Anadolu dizisi olur. :)
SilFahriye'yi hiç donuk bulmuyorum, sima olarak benzettiğim için dedim. :)
SilAnladım, Fahriye'yi ben donuk/ soğuk bulurum yüz ifadesi öyle gelir ama oyunculuğunu severim. :)
SilHiç güncel dizi izleyemiyorum sürekli youtubedan avrupa yakası izleyesim geliyor. Ama böyle güzel tanıtımları da kaçırmak istemiyorum. Bu güzel yazı için teşekkürler :)
YanıtlaSilGüzel yorumun için ben teşekkür ederim. :)
SilAslında izlerken ilk etapta çok sıkıldım. Özellikle Gülper'in sahneleri geldikçe ruhuma baygınlık geldi. Ama sonra ilk bölüm kapanışını çok iyi yaptılar o nedenle ikinci bölüme bir şans vermeyi düşünüyorum.
YanıtlaSilFragmanını izledim, ikinci bölümü merak ediyorum. Sevdim zaten ben ama bende şans vereceğim. :)
Sil✿Lütfen hiç bir sitenin linkini ve blogunuzun linkini paylaşmayınız.
DİKKAT !!! (BLOG LİNKİNİ PAYLAŞANLARIN YORUMLARINI YAYINLAMIYORUM)
✿TARTIŞMA YARATACAK CÜMLELERDEN KAÇININIZ, saygı ve sevgi çerçevesinde yorum yapmaya özen gösterelim.
✿LİNK, SİYASİ, SPOİLER, ÖTEKİLEŞTİRME ve TARTIŞMA yaratacak cümleleri yayınlamıyorum. :]
Yorum sahibinin yaptığı yorumun blog ve blog yöneticisi ile ilgisi yoktur. Sorumluluk yorum yapan kişiye aittir.
zhl:)