10 yıl öncesine kadar evde günlerce tek başıma kalır hatta yiyecek partisi yapardım. Keşke annemler bir yerlere gitse de mısır patlatıp televizyon ışığına film izlesem diye gözetlerdim. O zamanlar tabii benim ruhum ve kalbim tam olduğu için tek derdim derslerimdi.
10 yıl önce o gece yani miladım olduğu geceden sonra büyük problemler yaşadım. Buna bir bütün olarak ruh bozukluğu diyelim ya da ruhum hastalandı diyelim. O geceden sonra tam 4 yıl boyunca ruhumu düzeltmek için ilaç içtim. Baktım ilaçlar beni kötü yapıyor bir gün kendi kendime bırakıp kendi yaralarımı sarmaya başladım. Kendimle konuşmaya başlayıp kendimi teskin ettikten sonra bir çok şeyi aşmaya başladım. Mesela tek başıma uyuyamıyordum, uyumaya başladım. Gece tuvalete tek gidemiyordum, gitmeye başladım. Karanlıkta uyuyamıyordum, uyumaya başladım. Geceler çığlık atıyordum, rahat ve güvenli bir uyku uyumaya başladım. Diğer sorunlara nazaran bu sorunlar daha yüksekti ve bu sorunlarımı tek tek çözdüm. Fakat akşam tek başıma evde kalamama problemim 10 yıl boyunca devam etti. Benim yüzümden annem ve kardeşim akşam kalması gereken yerlerde kalamadı. Benim olmadığım bir zaman diliminde şehir değiştiremediler. Bir nevi bana göre onlara bu konuda kambur oldum.
Geçen cumartesi günü anneannem hastalanınca annem anneanneme gitmek zorunda kaldı. Fakat benim tatlı muhabbet kuşum yumurtlama döneminde olduğu için ve eşi olmadığı için kalmak zorunda kaldım. Birde kardeşim evde olduğu için annemin gitmesi beni hiç tedirgin etmedi. Yalnız bilmediğim bir şey vardı onu da akşam saatlerinde öğrendim. Kardeşim çalıştığı yerle ilgili bir projeye katılmış ve geceyi başka yerde geçirmesi gerekti. Bana mesaj attıktan sonra bir süre atak gibi bir kaygı yaşadım. Fakat biraz nefes alıp onu işinden etmemek için evde yalnız kaldığımı söylememe kararı aldım. Artık evde yalnızdım ve içimi büyük korku kaplamıştı.
Öncelikle bu konuyu düşünmeme kararı aldım. Sonra laptopumu salona taşıdım. Kapıları sıkı sıkıya kapatıp hem televizyonu hem bilgisayarımı açtım. Fakat bunlar beni kesmedi. Bende çay iç geçer mantığı ile kendime çay demleyip makinede ses olsun diye çamaşır yıkatmaya başladım. O akşam 3 defa makinede çamaşır yıkattım. Çay içip biraz bloguma yazıp yazıp dizi izledim. Gece 12'den sonra o korku daha baskın hale geldi. Kardeşimi aradım meşgule aldı biraz mesajlaştık ve söylemediğim için bana kızdı. Zaman geçtikçe aslında benim bu korkumu yenmem için bir fırsat olduğunu düşündüm ve daha güçlü olmak istedim. Normalde 23.50'de dişlerimi fırçalayıp yatarım ama o gece 02'ye kadar oturdum. Bünyem alışkın olmadığı için gözlerim kapanmaya başladı. Tüm kapıları camları iki defa kontrol ettikten sonra salonun kapısı kapatıp salon girişli odamın kapısını açıp yattım. Salonda muhabbet kuşu olduğu için sonuçta bir can düşüncesi ile ondan güç almak istedim.
Yatağa yattıktan sonra tüm güzel duygularım ile bir çok dua okuyup hiç bir şey düşünmeden yattım. Zaten uyku tamamen geldiği için biraz uyumuşum. 03.50 gibi birden uyandım. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki boğazımda hissediyordum. Uyur uyanık bir şekilde korkmuşum gibi oldu. Bir süre bomboş baktıktan sonra baş ucumda ki telefonumdan kimlerin uyanık olduğunu düşünmüşsem mesaj attım. Fakat kalbim normal atışma geçtikten sonra tüm mesajları geri çektim. Çünkü bu benim üstesinden geleceğim bir şeydi ve birileri yardım ederse bunu aşamazdım. 10 dakika kadar oturduktan sonra geri yattım. Uyandığımda saat 8 ve kardeşim uyandın mı diye arıyordu. Çocuk erkenden kalmış ve beni evde yalnız diye eve gelmişti. Keşke söylemeseydim diye düşündüm ama geç kaldım galiba.
Böylece bu korkumu da yenmiş oldum. Yenmem gereken daha çok şey var ama bir adım daha atmak beni çok mutlu etti. Bence korkularımızın üzerine gidersek bunu yenebiliriz. Eğer harekete geçmezsek de bu korkular bizi yer bitirir. Bu yüzden güçlü olmalı ve her şeyin üstesinden gelmek için çabalamalıyız. Yoksa kendi dünyamızda yok olup gideriz.
14 Yorumlar
Bu yazınız o kadar güzeldi kii... Aslında insanın çoğu korkusu zihinsel oluyor. Üstüne gitmek de çok zorlanıyor insan ama mücadele edince de anlıyor ki çoğu korkumuz endişemiz tamamen zihnimizin bize olan bir oyunu. Hayat bir mücadele ve biz kaçarak korkularımızı daha da büyütüyoruz. Eğer gerçek olmayan korkular ise ve elimizden de geliyorsa kesinlikle üstüne gitmeli ve onu yenmeliyiz. Ama Allah (c.c) korusun, sizin yaşadığınız gibi gerçek bir sorunla karşı karşıya kaldığımız zaman, en sevdiğimizi bir yakınımızı kaybettiğimiz zaman, işte o zaman yaşadığımız acı ve korkuyla mücadele edemiyor isek, Yaratıcımıza sığınmak ve dua etmek, O'nun da izni ile bize yardımcı olacaktır. Ve bir şey için Allah razı olsun sizden. Benim de psikolojik sorunlarım vardı. Ve herkes kendi derdini en büyük zanneder ya, bende öyle sanıyordum. Ve sizin babanızla ilgili yaşadığınız acı, beni kendime getirdi ve şımarıklığı bir kenara bırakıverdim hemen. "İnsanlar nelerle uğraşıyor, psikolojik sorunların olabilir ama bunu abartma ve dozunda yaşa, Rabbine hep şükret." dedim kendime. Hani bir söz var ya: "Ayakkabım yok diye üzülürken, ayağı olmayan insan gördüm" Beni kendime getirdiğiniz için teşekkür ederim. Babanız için tüm samimiyetimle Rabbimden rahmet, ve sizin için geride kalanlar için de baş sağlığı diliyorum. İnşallah her koşulda şükredenlerden, ve korkuları ile Allah'ın izni ve yardımıyla mücadele edenlerden oluruz. Ne kadar yazdım pek farkında değilim ama inşallah uzun ve sıkıcı bir yazı olmamıştır sizin açınızdan. Hayırlı günler dilerim inşallah başka bir yazınızda yeniden görüşürüz...
YanıtlaSilÖncelikle babama rahmet dilediğiniz için çok teşekkür ederim, ALLAH razı olsun. Sizin de yazınız o kadar güzel ki iki defa okudum. Ve ben teşekkür ederim bu güze yorum için. Her sorun yaşayan için zor ve ağırdır. ALLAH insana taşıyabileceği kadar dert verirmiş... Hepimizin farklı alanlarda bir imtihanı var, benim imtihanım bu, sizin imtihanınız farklı... Aslında düşününce halimize şükretmemiz lazım. Sizin sorununuz ne bilmiyorum ama benim sorunumu düşününce benden daha farklı ve ağır sorunları olanlar vardır eminim. Ben hala çok çabalıyorum, lütfen sizde sonuna kadar çabalayın ve asla vazgeçmeyin. Hayat yaşamaya değer... :)
Silmuhteşemsin ben insanın beyinin yaradanımızın bir
YanıtlaSilmucizesi olduğuna inanırım çünkü yapamayacağı hiç bir şey yoktur buna kendi kendini tedavi etmekte dahil ama en çok lazım olan cesaret ve seni kutluyorum yazına bayıldım arkadaşım inşallah bu yazın başkalarına da yardımcı olur
Çok teşekkür ederim cesaretlendirici mesajın için. Umarım yardımcı olurum. :)
SilNe kadar haklısınız. Sorunlarımızdan kurtulmak için yüzleşmemiz gerekir , kaçtıkça sorunlar büyüyor korkular artıyor.
YanıtlaSilMaalesef öyle... Üzerine gitmediğimiz sürece bu korkular hayatımıza engel oluyor. :)
SilBu yazıyı okuyunca senin adına ne kadar mutlu olduğumu bilemezsin. Gerçek anlamda çok duygulandım ve umarım kendine verdiğin bu değer hiç azalmaz. Kardeşinin seni çok sevdiği ne kadar da belki bir de:) Umarım nazar filan değmez de musmutlu yaşarsınız <3
YanıtlaSilYorum için teşekkür ederim, umarım azalmaz. Hayat çabalamadan ilerlemiyor maalesef. Ne kadar akrabalarımız olsa da bizim birbirimizden başka kimsemiz yok, inşallah nazar filan değmez. :)
SilGerçekten çok haklısın. Kardeş gibisi yok. İnşallah her şey gönlünüzce olur, Amin:)
SilCümlemizin, amiiin. :)
Silİnsan olmanın yönlerinden biri korku da.
YanıtlaSilİyi olmuş bu tesadüf.
Biraz zorlanma olsa da başta, sonrası aşılmış bir korku olmuş.
Sevindim :)
Evet şer gibi görünse de baştan, yalnız kalmak hayırlı oldu benim için. :)
SilBüyüyoruz ve buna beraber şahit oluyoruz. İşte bunu çok seviyorum.Rabbim babalarımızın mekanını cennet eylesin.
YanıtlaSilAmin canım, amin. Büyüyoruz, büyüdükçe de öğreniyoruz. :)
Sil✿Lütfen hiç bir sitenin linkini ve blogunuzun linkini paylaşmayınız.
DİKKAT !!! (BLOG LİNKİNİ PAYLAŞANLARIN YORUMLARINI YAYINLAMIYORUM)
✿TARTIŞMA YARATACAK CÜMLELERDEN KAÇININIZ, saygı ve sevgi çerçevesinde yorum yapmaya özen gösterelim.
✿LİNK, SİYASİ, SPOİLER, ÖTEKİLEŞTİRME ve TARTIŞMA yaratacak cümleleri yayınlamıyorum. :]
Yorum sahibinin yaptığı yorumun blog ve blog yöneticisi ile ilgisi yoktur. Sorumluluk yorum yapan kişiye aittir.
zhl:)