Aforizmik Kalıntılar'ın Blog Çekilişini Kazandım

 -reklam değildir.-

Sanırım şansım dönüyor ve bende çekiliş kazanıyorum düşüncesini artık benimseyebilirim. Geçen Kurunoma'nın Fikir Baloncuğu'nun çekilişini kazandığımı yazmıştım şimdi de bu çekilişi sizle paylaşıyorum. Aslında hemen hemen aynı zamanlarda Aforizmik'in çekilişini de kazanmıştım. Fakat Aforizmik'in de zor zamanları olduğu için anca eylül ayı içerisinde yollama şansı oldu. Kargom elime geçer geçmez yazmak istedim ama malum sezon başladığı için diziler bir bir geldiği için açıkçası blogumu gün içerisinde üst üste yazı ile boğmak istemedim. 

O yüzden bu güne kadar erteledim. Bu iki çekilişin benim için önemi büyük. Birinci sebep benim zor günlerimde kazanmış olmam, ikinci sebep ikisi ile de etkileşimimin olması. Yani, tanıdığım insanların çekilişini kazanmak beni ayrı bir mutlu etti. Kargolarını aldığımda çekiliş hakkı değil de bana hediye yollamışlar gibi düşündüm. Bu da o zor zamanlarımda  ilaç gibi geldi. Sanki o an ALLAH  üzüntümün üzerine  sevinmem için  bu çekilişi kazanmamı vesile etti gibi bir şey oldu. Şimdi çekilişin içeriğini sizle paylaşmak istiyorum. Bakalım  Aforizmik'in çekilişinden neler  kazanmışım. 

Uzun zaman geçtiği için çrkilişin içeriğini unutmuştum. Bu yüzden bu kargo bana sürpriz gibi geldi ve bayağı heyecanlandırdı. 

Kargonun içerisinden bir mektup, yazarından imzalı bir kitap, duş jeli küçük testerlar,bir taraklı ayna, krem, lip balm, deodorant, göz kalemi, kağıt törpü, bir tane de bitkisel yağ çıktı.

Kutuyu açtığımda en altta testerlar vardı. Bu testerlar Nsup adlı markanın 2 adet yoğun nemlendirici cilt bakım kremi ve günlük yüz temizleme jeli mevcuttu. 

Ardından gözüme ilişen Watsons'ın sakura pink olan lip balmı oldu. Sakura olanı olunca ister istemez gözlerim direk lip balmı gördü.

Başta paketinin içinde far sansam da aynalı tarak olduğunu öğrendiğim ürün çıktı kutudan. Sanırım Avon'dan almış bu tarağı ve benim de cidden işime yarayacak. Aslında çanta için bir tarak bir ayna taşıyorum ama ikisinin birleşimi çantam için yer tasarrufu olmasını sağlayacak. Ayrı ayrı taşımaktan kurtulduğum için çok mutlu oldum. 

Kutudan bir de mini bir duş jeli çıktı. Hemen koklamak istedim ve kokusu çok hafif geldi. Ne kadar mor görünse de rengi gül kolonyası kokusuna sahip bir jel. Kullanılmak üzere banyoda yerini aldı bile.

Kutunun ikinci aşamasında ilk elime gelen deodorant oldu. Little black dress adlı deodorantın kalıcı bir kokusu var. Bileğime ilk sıktığımda aşırı keskin ve ağır bir koku olduğunu düşündüm. Daha sonrasında yavaş yavaş kokusu oturdu ve hoş bir kokuyu yerine bıraktı. Maalesef annem astım hastası bende aromatik kokulara alerjisi olan biriyim. Nasıl kullanacağıma karar vermedim. Fakat hoşuma gittiği için birine asla hediye etmeyi düşünmüyorum.

BeeBeauty'nin ürünlerine hastayım yazsam yeridir. Gratis kozmetik marketine ne zaman gitsem ilk bu ürünlerin olduğu reyona uğrar almasam bile incelerim. Benim açımdan başarılı ürünleri olan bir marka ve bu kreminde farklı çeşitlerini denemiştim. Şimdi ilk defa yine güllü olan bu kremini kullanma şansım oldu. Umarım diğer çeşitleri kadar severim.

Sonra kutunun kıyısında köşesinde göz kalemi elime çarptı. Essence siyah ton Long Lasting göz kalemi olduğunu fark ettim. Yalnız benim kozmetiğe karşı alerjim olduğu için kullanamayacağım. Mecburen çevremden birine hediye edeceğim bunu. Boşuna evde kalıp zamanı geçince çöpe atmak doğru değil. En azından birine yarar diye düşünüyorum. Bu arada bu siyah rengi değil ama hot chocolate olanı efsane diyorlar.

Demir törpüleri ağırlıklı olarak kullandığım zamanlarda sağlık açısından iyi olmadığını öğrenmiştim. O kağıt törpüleri o zamanlarda keşfetmiştim. Kullandığım kağıt törpüm yıpranmaya başlamıştı. Bu kağıt törpü tam zamanında yetişti.

Ve kozmetikte son olarak ayıla bayıla kullandığım bitkisel yağ çıktı.  ''Ben ne zaman saçımı yıkayacak olsam 1 uçucu 1 sabit yapı birbirine karıştırıp saçıma sürüyorum. Sonra o yağı her tarafa yaymak için ince ve sık bir tarakla saçımı tarıyorum son olarak saç diplerime masaj yaparak yediriyorum. Sürme zamanımdan itibaren tam 20 dakika beklettikten sonra bebek şampuanı ile saçımı yıkıyorum. Saçımı kurutma işlemini ise makine ile değil havlu ile yapıyorum. 3 ayda bir de kırıklarını toplatarak saçımın hızlı uzamasını sağlıyorum. Bu şekilde saçlarım daha sağlıklı oluyor. Kuaförüm her zaman saçımın çok sağlıklı olduğunu söyleyip duruyor. Bir gün nazar değecek ya hayırlısı. Her neyse bu yağ sabit bir bağ uçucu olarak menekşe yağı ve havuç yapı kalmıştı elimde sadece. Bu yağ şimdi aktara gidene kadar acayip işe yarayacak. Benim için kurtarıcı gibi bir şey oldu. Bu arada bitkisel yağlar uçucu ve sabit olarak ikiye ayrılır. Uçucu yağ derimize zarar verir. Uçucu yağı kullanırken muhakkak sabit yağ ile sabitleyip öyle kullanmanız gerekir. Ayrıca her yağ da içilmez bunda da dikkat etmemiz gerekir. Yoksa başımıza bela açabiliriz.''

Son olarak Sedat Demir'in Küçük Paris Fena Öksürüyor adlı imzalı kitabı ve bir mektup çıktı. Aforizmik kitabı çok övdü. Bir de ben kitap hakkında internet üzerinden yorumlara baktım. Genel olarak kitap sevilmiş ve tavsiye edilmiş. Önce elimdekileri bitirip sonra bu kitaba başlamak istiyorum. Yorumlara göre sakin bir kafa ile okunmalıymış.

Mektubun içeriğinden bahsetmek istemiyorum. Fakat bayağı renkli bir mektup olmuş. Pembe ve turuncu iki kağıda yazılmış uzun uzadıya içten cümleler ve çam yeşili (fotoğrafta mavi gibi durmuş ışıktan dolayı) süslenmiş bir zarf. Cümlelerin bana güç verdi Aforizmik.

Benim için Aforizmik'te şu yalan alemde güvenirliğini kazandı. O kadar aylar geçtiği halde bana kutumu önünde sonunda yolladı. Sözünde duran biri olduğu için ve kutuyu bu kadar kötü zamanlarında es geçmediği için teşekkür ederim. Ne kadar zamanında beni soğuk bulsan da iyi ki tanışmış ve blogunu takibe almışım. Hakkıyla hile karıştırmadan doğu bir şekilde çekiliş yaptığı için de ayrıca teşekkür ederim. Umarım daha fazla bloguna odaklanabilir ve Blog Dünyası böyle bir bloggerı kaybetmez.